31. 5072 SAYILI KANUN’UN KAPSAMI

• Kanun Hükümlerinin Yorumlanması ve Yorum Faaliyetinde Başvurulacak Araçlar • Yorum Faaliyetinde Kanun’un Hazırlık Çalışmalarının Rolü • Kanun Hükümlerinin Yorum Yoluyla Kapsamının Belirlenmesi • 5072 Sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’un Kapsamının Belirlenmesi

HUKUKÎ MÜTALAA*

I. GİRİŞ

  ... Barosu avukatlarından Sayın Av. A. B. 27.10.2011 tarihinde tarafıma başvurarak, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın 5072 sayılı Kanun’un kapsamına girip girmediği hususunda yazılı bir hukukî mütalaa hazırlamamı talep etmiştir.

Sayın Av. A. B.’nin tarafıma tevdi ettiği dosyadaki belgeler tamamen objektif bir bakış açısıyla incelenmiş ve aşağıdaki bilimsel değerlendirmelere gidilmiştir.

 

II. UYUŞMAZLIGIN ÖZETİ

... 4. Noterliği nezdinde düzenlenen 19.11.1987 tarih ve 45555 yevmiye numaralı resmî senet uyarınca, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin T: 15.02.1988, E: 1987 / 943, K: 1988 / 73 sayılı kararıyla tescil edilerek kurulmuş olan ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’un kapsamına girip girmediği; özellikle de ... Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali organizasyonunun Büyükşehir Belediyesi’nin açmış olduğu ihale ile üstlenilmesinin, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nı 5072 sayılı Kanun’un kapsamında bir vakıf olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hukukî mütalaaya konu olan meseleyi oluşturmaktadır.

 

III. İNCELEME ve DEĞERLENDİRME

1. Hukukî mütalaaya konu olan uyuşmazlıkta isabetli bir sonuca varılabilmesi için, vakıf tüzel kişiliğine ilişkin bazı hususların öncelikli olarak açıklanmasında fayda bulunmaktadır. Hukuk düzeninin tanımış olduğu tüzel kişilerden birisi olan ve T.C. Anayasası’nın 33. maddesi uyarınca önceden izin alınmaksızın serbestçe kurulabilen vakıf, TMK.m.101’de “gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, vakıf tüzel kişiliği, belirli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal topluluğudur (TMK.m.47)(1).

2. Hukukumuzda vakıfların kurulmasına, işleyişine ve sona ermesine ilişkin esaslar, Türk Medenî Kanunu’nun (TMK.m.101-117) yanı sıra, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu ve Türk Medenî Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzük’te düzenlenmiştir. Bu hükümler uyarınca, vakıf kurma işleminin temel unsuru, malvarlığı değerlerinin belirli ve sürekli bir amaca özgülenmesidir. Vakıf kurma işlemi ile takip edilen bu amaç, manevi menfaatlerin karşılanmasına yönelik ideal nitelikte bir gaye olmak zorundadır.

3. Vakıf kurma işlemi çerçevesinde malvarlığının özgüleneceği amaç, hukuk düzeninin çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde vakfın kurucusu tarafından serbestçe belirlenir. TMK.m.106 ve Vakıflar Hakkında Tüzük m. 4 uyarınca, vakfın kuruluş amacı, vakıf kuranın iradesini yansıtan ve vakıf kurma işleminin yazıya dökülmüş şekli olan vakıf senedinde yer almak (belirlenmek) zorundadır. Vakfın belirlenen amacı tek olabileceği gibi, vakıf senedinde birden çok amaca yer verilmesi de mümkündür.

4. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde somut olayımıza dönecek olursak, uyuşmazlığın çıkış noktasını oluşturan ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın amacı, vakıf senedi uyarınca belirlenmek durumundadır. Vakıf senedinin “Vakfın Gayesi” başlığını taşıyan 4. maddesine göre;

“Vakfın gayesi, ...’nın tarihi kültürel ve sanat eserleri ve değerleri yönünden Milli Kültürümüz içindeki yerini, önemini, ağırlığını belirlemek; bu değer ve eserleri araştırmak, ortaya çıkarmak, onarmak, korumak ve yaşatmak;

 Bunların; ... tabiat varlıkları, turistik zenginlikleri ve kaynaklarıyla birlikte meydana getirdikleri yüksek turizm potansiyelini değerlendirerek iç ve dış turizmin hizmetine sunmaktır.

 Ayrıca başta gençler ve çocuklar olmak üzere, toplumun geneline eğitici ve öğretici bilinçlendirme programını uygulamak, kent insanlarının birbirleri ile yardımlaşma ve dayanışmasını sağlayıcı girişimlerde bulunmak ve bu amaçları gerçekleştirmek için kaynak yaratmaktır.”

5. Bu ideal amaçlara ulaşabilmek için vakfın yapacağı faaliyetler, yine vakıf senedinin 5. maddesinde teker teker gösterilmiştir. Bu hükme göre, vakıf aşağıda belirtilen faaliyetleri yürütür:

“a) ...’da kültür ve sanat olaylarını özendirici tedbirler alır. Bu yolla ...’nın kültür ve sanat hayatını geliştirici teşebbüslerde bulunur. Bu cümleden olmak üzere belirli tarihlerde ve sürelerde;

 aa) Gelenekselleşmiş olan ... Kültür ve Sanat Festivali’nin düzenleme ve yürütme çalışmalarını yapar. ... Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresinin görüş ve önerilerine yer verir. ... Folklor Festivalinin gösteri ve yarışma şeklini düzenler.

 ab) Türkiye ve diğer ülkelerin güzel sanatların her dalındaki yaratıcı güçlerini değerlendirici çalışmalar yapar. Sergiler açar. Yarışmalar düzenler. Başka kuruluşlar tarafından yapılan bu türden faaliyetlere destek verir.

 ac) Ayrı ayrı veya karma kültür ve sanat şenlikleri düzenler. Milli kültür ve sanat programları ile ... ve çevresinin mahalli özelliklerinin temsil edildiği folklor unsurlarına da dengeli şekilde yer vermek suretiyle gerçekleştirilecek şenliklere diğer ülkelerin iştirakini de temin etmeye çalışır.

 ad) ... çevresi ile ilgili bilimsel kongreler, paneller, sempozyumlar, forumlar düzenler. Başka kuruluşlar tarafından yapılan bu tür faaliyetleri destekleyebilir.

 b) ...’nın kültürel, tarihi ve sanat eserlerini ve değerlerini inceler, araştırır, değerlendirir. Bunları koruyucu ve yaratıcı onarım restorasyon çalışmalarına destek olur. Lüzum görürse bunları satın alabilir. Bu faaliyetlere halkın ve gönüllü kuruluşların iştirakini sağlayıcı tedbirler alır.

 c) ...’nın kültür ve tabiat varlıklarının turistik zenginliklerinin en verimli şekilde değerlendirilmesini temin zımnında alınan tedbirlere ve yapılan faaliyetlere destek olabilir.

 d) Yukarıda sözü edilen faaliyetlerle ilgili lüzumlu alt yapıyı kurabilmek maksadı ile açık veya kapalı gösteri yerleri ve sergi salonlarına sahip olma imkânlarını araştırır. Bunların yapımını üstlenebilir. Satın alabilir veya kiralayabilir.

 e) Büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyelerinin ve İl Özel İdaresinin ...’nın kültür, sanat ve turizm faaliyetleri yönünden yapacağı çalışmaları, vakıf, bu kuruluşlarla birlikte organize edebilir.

 f) Gayenin tahakkuku için lüzumlu gördüğü her türlü tasarruf, teşebbüs, temlik ve temellükte bulunabilir.

 g) Çocuklar ve gençler için yaz okulları ve kamplar açabilir.”

6. Vakıf senedinde belirlenen kuruluş amaçları ve bu çerçevede yürütülecek faaliyetler göz önünde bulundurulduğunda, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’un kapsamına girip girmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. Dernek ve vakıfların yürüttükleri faaliyetler bakımından bazı yasaklar getiren ve bunlara aykırılık hâlinde cezai yaptırımlar öngören 5072 sayılı Kanun’un uygulama alanı, hemen ilk maddesinde açıklanmıştır. “Amaç ve Kapsam” başlığını taşıyan bu hükme göre;

“Bu Kanun; kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerini düzenler ve kapsar.”

7. Görüldüğü gibi kanun koyucu, yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ile vakıfların faaliyetlerini düzenlemek amacıyla 5072 sayılı Kanunu çıkarmış; bunların dışında kalan dernek ve vakıflar hakkında herhangi bir düzenleme getirmemiştir. Bir başka ifadeyle, maddenin lafzında, 5072 sayılı Kanun’un bütün dernek ve vakıfları kapsamadığı; sadece belirli nitelikte olan (kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan) dernek ve vakıfların buna tabi olduğu ve münhasıran bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkileri bakımından anılan yasal düzenlemenin uygulanacağı açıkça ifade edilmiştir.

8. Maddenin lafzının yanı sıra, kanunun hazırlık çalışmaları da, bütün dernek ve vakıfların 5072 sayılı Kanun’un kapsamına girmediğini ortaya koymaktadır. Doktrinde de isabetle belirtildiği üzere(2), kanuni düzenlemeler yorumlanırken, sadece hükmün ifade tarzı, kelimelerin sözlük anlamları, metin içindeki yerleri ve cümlelerin kuruluş biçimleri değil, aynı zamanda kanun koyucunun bu hükmü getirmekle güttüğü amaç da araştırılmak zorundadır. Nitekim TMK.m.1/f.1 de bu esası dile getirmektedir:

“Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.”

9. Buna göre, yoruma öncelikle kanuni düzenlemenin metninden başlanır; ancak lâfzî yorum neticesinde tespit edilen anlamla yetinilmez; bunun kanunun ruhuna da uygun olması gerekir. Kanunun ruhu ile bağdaşmayan bir lâfzî yorum kabul edilemez; kanun metnine verilebilecek anlamların içinde onun ruhuna en uygun olanın araştırılması gerekir(3).

10. Kanunun ruhu araştırılırken, kanunun sistemi, hazırlık çalışmaları, amacı ve yorumun yapıldığı zamandaki koşul ve ihtiyaçlar dikkate alınır(4). Bu çerçevede, düzenlemenin kanunda bulunduğu yer ve diğer hükümlerle olan ilişkisi, kanunun gerekçesi, mecliste (alt komisyonlarda ve genel kurulda) yapılan görüşmeler, hükmün kanuna konulmasındaki amaç (ratio legis) ve zamanın ihtiyaçları, yorum faaliyetinde etkili olacak unsurlardır. Dolayısıyla 5072 sayılı Kanun uygulanırken, lafzından başka, ruhu da tespit edilmeli, kanunun kapsamı, bu esaslar çerçevesinde yorum yoluyla belirlenmelidir.

11. 5072 sayılı Kanun’un hazırlık çalışmalarına bakılacak olursa, hem Genel Gerekçe’de, hem de İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarında, bu düzenlemenin ratio legis’ini saptamayı kolaylaştıracak ifadelerin yer aldığı görülecektir(5).

a. Genel gerekçe aynen şu şekilde kaleme alınmıştır:

“ … Hükümet Acil Eylem Planında, kamu dernek ve vakıflarının tamamen kaldırılacağı, buradan sağlanan gelirler arasından devamında yarar görülenlerin muhafaza edileceği ve bu gelirlerin ilgili kurum için özel gelir ve ödenek kaydedileceği öngörülmektedir.

 Ayrıca, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, kamu görevlilerinin kurmuş oldukları vakıfların kamu hizmetlerinin sunumunda devreye girmesinin önüne geçilmesi ve bu yolla kamu kaynağı aktarılan vakıfların tasfiyesi öngörülmüştür.

 Anılan düzenlemelere rağmen, gerçekleştirilen teftiş ile denetimler ve şikâyetler sonucu, kamu kaynaklarının halen vakıf ve derneklere aktarıldığı ve kamu hizmetleri ile ilgili olarak bazı vakıf ve derneklerce, kamu hizmetinden yararlanan vatandaşlardan bağış adı altında zorla yardım alındığı tespit edilmiştir.

 Tasarı ile, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyen ve toplumda hoşnutsuzluklara neden olan uygulamalara son verilerek, kamu kaynaklarının etkin olarak kullanılması, kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medenî Kanununa göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan ilişkilerinin düzenlenmesi amaçlanmıştır. … ”

  b. Kanunla ilgili olarak İçişleri Komisyonu Raporu’ndaki açıklamalarda aynen şu değerlendirmelere yer verilmiştir:

“ … Mevcut uygulamada kamu dernek ve vakıflarına, kamu mali disiplinine uymayan kaynaklar aktarılmakta ve bu gelirler denetimsiz olarak kullanılmaktadır. Bu kuruluşların, hizmetten yaralananlardan bağış vb. adlar altında aldıkları ödenekler nedeniyle, kamu hizmetinin bir gereği olan bedelsizlik ilkesine aykırı bir durum oluşmuştur. Bilindiği gibi Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, kamu görevlilerinin kurmuş oldukları vakıfların kamu hizmetlerinin sunumunda devreye girmesinin önüne geçilmesi ve bu amaçla kamu kaynağı aktarılan vakıfların tasfiyesi öngörülmüştür. Bu konu 59 uncu Hükümetin Acil Eylem Planında, kamu dernek ve vakıflarının kaldırılacağı ve bunların gelirleri konusunda düzenleme yapılacağı taahhüdü biçiminde yer almıştır. Bu amaçla, söz konusu Tasarı ile, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyen ve toplumda tepkilere yol açan, hizmetten yaralananlardan bağış vb. adlar altında ödentiler alınması uygulamasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Tasarıyla bu alandaki kamu kaynaklarının etkin biçimde kullanımı sağlanmaya çalışılmakta ve kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve personelini desteklemek üzere kurulan derneklerin ve vakıfların, kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkileri yeniden düzenlenmektedir.

 Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmeler sırasında, şu görüşler ileri sürülmüştür:

 - Söz konusu vakıf ve dernekler bağış vb. adlar altında zorunlu bedeller almaktadırlar. Bu durum vatandaşların kamu hizmetlerinden yararlanmalarını engellemekte ve yakınmalara neden olmaktadır.

 - Konuyla ilgili olarak basına da yapılan bir açıklamada, görüşmeye konu vakıf ve derneklerin toplam sayısının 608 olduğu; bu vakıf ve derneklerin durumlarıyla ilgili görüş istendiği, ancak 50 kadar dernek ve vakıf hakkında bilgi geldiği belirtilmiştir. Bu da göstermektedir ki Tasarı hazırlanırken bile yeterli bilgiye ulaşılamamıştır … ”

c. Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nda yapılan açıklamalarda da aynen şu ifadelere yer verilmiştir:

“ … Bilindiği gibi; Acil Eylem Planında, kamu dernek ve vakıflarının tamamen kaldırılması ancak, sağlanan gelir yönünden devamında yarar görülenlerin ilgili kurum bütçesine özel gelir ve ödenek kaydedilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında da kamu görevlilerinin kurmuş oldukları vakıfların kamu hizmeti sunmaları sırasında devreye girmesi ve kamu kaynağı kullanmalarının ortaya çıkardığı önemli sorunlar nedeniyle tasfiyeleri önerilmektedir.

 Öte yandan, kamu kaynaklarının halen vakıf ve derneklere aktarılması ve kamu hizmetlerinin bir karşılığı olarak hizmetten yararlanan vatandaşlardan bağış adı altında zorla yardım alınması toplumda tepkilere neden olmaktadır.

 Bu çerçevede, kamu düzeni açısından olumsuz etkilere ve toplumda huzursuzluklara yol açan sorunların giderilmesi, kamu kaynaklarının mali disiplin içinde kullanılmalarının sağlanması açısından, vakıf ve derneklerin kamu kurum ve kuruluşları ile olan ilişkilerinin düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

 Tasarı ile, Kanun kapsamındaki dernek ve vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan ilişkilerde uymaları gereken temel ilkeler ve bu ilkelere uymayanlara uygulanacak müeyyideler düzenlenmiştir.

 Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde yapılan görüşmelerde;…

 - Ülkemizde güçlü bir vakıf geleneği bulunduğu, özel mülkün kamu yararına kullanılması anlamına gelen vakıf hizmetlerinin, günümüzde kamu gücünün kullanılarak kamu hizmetlerinin fiyatlandırılması olarak uygulandığı,

 - Gönüllülük yerine zorunlu ödenti şeklinde vatandaşlardan toplanan yardımların toplumda hoşnutsuzluklara yol açtığı,…

 - Vakıfların, bünyesinde kurulduğu kamu kurum ve kuruluşları personeline ek sosyal güvenlik hizmeti sağlamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu,

 - Vakıfların belli alanlarda tekel oluşturmalarının ve kamu hizmetlerini ikame etmelerinin rekabet ilkesini zedelediği,

şeklindeki görüş ve eleştirileri müteakip Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

 - Vakıfların ülkemizde uzun zamandır tartışma konusu olduğu, vatandaşların bu konuda önemli şikâyetleri dile getirdikleri,

 - Kamu kurum ve kuruluşlarının bünyesinde kurdukları vakıfların, hizmet binası ve müştemilatı ile araç, gereçlerini kullandıkları,

 - Tasarı ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait dernek ve vakıfların kapatılmasının ve kamu tüzel kişiliklerine son verilmesinin mümkün olmadığı, kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerinin temel ilkeler çerçevesinde düzenlenmesinin amaçlandığı,

 - Vakıf senedine uygun olarak hizmet yürüten ve mevzuata aykırı işlemleri saptanmayan vakıfların faaliyetlerinin herhangi bir engellemeye tâbi tutulmasının söz konusu olamayacağı … ”

12. Keza Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde de, o dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı … … …, 5072 sayılı Kanun’un amaç ve kapsamını şu şekilde açıklamıştır:

“ … Kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyette bulunan dernek ve vakıfların, kamu hizmeti alırken vatandaşlarımızdan "bağış" adı altında almış oldukları paraların, uzun süredir kamuoyunda ve vatandaşlar nezdinde şikâyet konusu olduğunu, herhalde en az benim kadar biliyorsunuz.

 … vakıf, özü itibariyle, bir kişinin başka insanların lehine fedakârlıkta bulunmasıdır; yani, özetle, vakıf, vermektir; ama, kamu vakıfları, vermek üzerine değil, almak üzerine kurulmuş; yani, vakfı tersine çevirmiş; alıyor vatandaştan, onu, işte, kamu hizmetleri için kullanıyor. Bu, aslında, bizim geleneksel vakıf kültürümüzle de, vakıf anlayışımızla da bağdaşmayan bir durumdur; vakıf müessesesinin zayıflatılması, tabirimi hoşgörün, dejenere edilmesi gibi bir sonuç doğurmaktadır. O bakımdan, bizim, hem vakıf müessesesine sahip çıkmak hem de vatandaşlarımızın bu konudaki şikâyetlerini dikkate alarak bir yasal düzenleme yapmak zorunluluğumuz vardı… Bu vakıfların yani, kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyette bulunan bu vakıf sayısı, şu anda, 608’dir. Kamu kurum kuruluşları bünyesinde faaliyette bulunan derneklerin sayısı konusunda İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığından -ki, yeni kurulmuş bir başkanlıktır- aldığım bilgi 18.000 küsur civarındadır. Dolayısıyla, bu vakıf ve dernekleri topladığınızda, aşağı yukarı 19.000 civarında kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyette bulunan dernek ve vakıf vardır.

 Bunların bariz vasıfları nedir; bir iki cümleyle bunları da sizlere arz etmek istiyorum.

 Değerli arkadaşlar, bu vakıf ve dernekler kamu gücünü kullanmaktadırlar.

 Bünyesinde kurulduğu kamu kurum ve kuruluşunun adını kullanmaktadırlar.

 Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet göstermektedirler; yani, kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyet göstermektedirler.

 Kamunun araç, gereç ve demirbaşlarını kullanmaktadırlar.

 Kamu hizmetlerinde kullanılan araç, gereç, evrak, form ve benzer malzemelerin bu vakıflardan bedeli karşılığında temini istenilmektedir.

 Ayrıca, kamu görevlileri, makam ve görev unvanlarını kullanarak, çoğu kez yönetim organlarında, çoğunlukla ek ücret alarak görev almaktadırlar.

 Kamu görevlileri, ücretleri kamudan karşılandığı halde, mesai saatlerinde vakıf hizmetlerinde çalıştırılmaktadır; yani, kamu kurum ve kuruluşunun personeli, o kamu kurum ve kuruluşundan ücretini alıyor; ama orada çalışmıyor, gidiyor bu vakıfta çalışıyor.

 Biraz önce ifade etmiştim, sayıları sizlere vermiştim. Şimdi, bu durum karşısında ne yapabilirdik?.. Biz, bu yasal düzenlemeyle, hiçbir vakfı veya derneği kapatmıyoruz; çünkü, biz, sivil toplum örgütlerinin sayısının, o ülkede, demokrasinin gelişmesiyle doğru orantılı olduğuna inanıyoruz. Ancak, bazı ilkeler getirmek durumundayız; yani, şu anda, Medenî Kanuna göre kurulmuş 4.500 civarında vakıf vardır. Bu vakıflardan 608 tanesi, kamu kurum ve kuruluşlarında faaliyette bulunmakta ve kamu imkânlarını kullanmaktadırlar … ”

13. Kanunun lafzı ve yukarıda yer verilen hazırlık çalışmaları göstermektedir ki, söz konusu düzenleme, ülkemizde bulunan ve sayıları 4.500’ü aşmış olan Medenî Kanuna göre kurulmuş her türlü vakfı değil, bunlardan sadece kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan vakıfları kapsamaktadır; bu tür vakıfların sayısı da yaklaşık 600 civarındadır. 5072 sayılı Kanun’un asıl amacı (ratio legis’i), kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde kurulan vakıfları bir disiplin altına almak; kamu hizmetlerinden yararlanan vatandaşlardan bağış adı altında zorla para alınmasını engellemektir. Nitekim Kanunun 2. maddesinde “Temel İlkeler” sıralanırken, (c), (g) ve (h) bentlerinde “bu Kanun kapsamındaki dernek ve vakıflar” ifadesi kullanılmıştır. Keza doktrinde de kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek üzere kurulan vakıflar, bir vakıf türü olarak ayrı başlık altında incelenmektedir(6).

14. ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın vakıf senedi incelendiğinde, vakfın kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini veya personelini desteklemek amacıyla kurulmadığı, vakıf senedinde sayılan faaliyetlerinin de buna yönelik olmadığı, vakfın kuruluş amacının … kentinde kültür ve sanat ağırlıklı faaliyetler gerçekleştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın, Vakıflar Genel Müdürlüğü Müfettişi B.B. tarafından hazırlanan 30.07.2010 tarihli denetim raporunda,

“ … vakıf senedinin “Gayenin Tahakkuku İçin Yapılacak Faaliyetler” başlıklı 5. maddesinin a-aa fıkrasında “Gelenekselleşmiş olan ... Kültür ve Sanat Festivali’nin düzenleme ve yürütme çalışmalarını yapar. ... Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresinin görüş ve önerilerine yer verir. ... Folklor Festivalinin gösteri ve yarışma şeklini düzenler.” şeklinde hüküm olduğu, … ... Uluslarası Kültür ve Sanat Festivalinin Büyükşehir Belediyesince her yıl düzenli olarak ihale edildiği, bir kamu kurumu tarafından ihale ile yapılan bir işi gerçekleştirmenin vakfın amaçları arasında olması ve fiilen vakfın bütün faaliyetlerinin bu amaç etrafında odaklanması göz önüne alındığında; Türk Medeni Kanununa göre kurulan ve Büyükşehir Belediyesi ile sürekli ilişki içerisinde olan vakfın, adı geçen yasanın kapsamında olduğu konusunda tereddüt olmadığı … ”

yönünde görüş beyan edilmiştir. Bu raporda, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın 5072 sayılı Kanun kapsamında görülmesine gerekçe olarak, vakfın, ... Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nin gerçekleştirilmesini bir kamu kurumu olan Büyükşehir Belediyesi’nden ihale yoluyla alması gösterilmiştir.

15. Müfettiş raporunda yer alan bu değerlendirmenin hukuken isabetli olmadığı düşünülmektedir. Nitekim uyuşmazlık hakkında hukukî mütalaa hazırlamış olan Yard. Doç. Dr. …’e göre de,

“ … “kamu dernek ve vakıfları” statüsü içinde değerlendirilenlerin, kamu kurum ve kuruluşları ile herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak derecede yoğun bir ilişki içerisinde bulunan, İdare ile aralarında organik bir bağ kurulmuş, bu bağ sayesinde de kamu tüzelkişileri ve bunların verdiği hizmetler ile anılmaya başlamış dernek veya vakıflar olduğu sonucu çıkmaktadır… Bu doğrultuda, Müfettiş Raporundaki ifade ile “bir kamu kurumu tarafından ihale ile yapılan bir işi gerçekleştirmenin vakfın amaçları arasında olması” da Vakfı 5072 sayılı Kanun kapsamına almaya yetecek bir unsur değildir… Belediyenin yaptığı bir takım ihalelere girebilmeye yönelik faaliyet konusu belirlemek vakıflara özgü bir tasarruf olmayıp, diğer bir takım tüzelkişiliklerin, örneğin, ticari amaçlarla kurulan şirketlerin de başvurabileceği bir yöntemdir … faaliyet konuları içinde, bir kamu hizmetinin görülebilmesine yönelik düzenleme olan bir şirket, sadece bu sebepten ötürü, kamu hizmetine destek veren, kamusal bir şirket olmayacağı gibi, benzer bir faaliyet konusuna sahip bir vakıf da sırf bu yüzden kamu hizmetine destek veren, kamusal bir vakıf olamayacaktır… vakfın ihale yoluyla bir kamu hizmetini görmesi, tek başına, Kanun Koyucunun kast ettiği şekilde “kamu hizmetini desteklemek” anlamına gelmemektedir. Yukarıda da izah edilmeye çalışıldığı üzere, Kanunun kamu hizmetini desteklediğini varsaydığı vakıflar, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Trafik Vakfı örneğinde olduğu gibi, genel idare esaslarına göre emanet usulü ile yürütülmesi zorunlu olan temel ve çok sayıda hizmeti, doğrudan ikame etmek suretiyle yerine getiren veya yerine getirilmesine yardımcı olan, hukuksal bakımdan yalnızca kamu tüzelkişilerinin kullanabileceği yetkileri fiilen kullanabilecek ve kamu hizmetlerinin asli yükümlüsüymüşçesine hareket edebilecek kadar o idareler ile kaynaşmış, bütün bu nedenlerden ötürü kamu hizmetine bitişik bir faaliyet yürüttüğü kabul edilebilecek, İdare ile aralarında çözülmesi kolay olmayan bağ ve ilişkiler zinciri kurulmuş tüzel kişilerdir. … ”

16. Görüldüğü üzere, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın ... Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’nin gerçekleştirilmesini bir kamu kurumu olan Büyükşehir Belediyesi’nden ihale yoluyla alması, vakfı 5072 Sayılı Kanun kapsamına dâhil etmek için hukuken yeterli ve yerinde bir gerekçe değildir. Anılan vakıf, kanunun çıkarılmasına gerekçe olan özelliklerin/olumsuzlukların hiçbirisini bünyesinde taşımamaktadır:

a. Vakıf ile Büyükşehir Belediyesi arasında bir organik bağ yoktur.

b. Kamu görevlileri vakıf organlarında görev almamaktadırlar.

c. Belediye kamu hizmetlerini görürken, bundan yararlanan vatandaşlardan vakıf adına herhangi bir şekilde para toplamamaktadır.

17. Bu bağlamda ayrıca vurgulanmalıdır ki, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın vakıf senedindeki bir takım değişiklikler 5072 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden daha önce yapılmıştır. 26.12.2003 tarihinde vakıf olağanüstü genel kurul toplantısında 2/3 çoğunlukla alınan karar gereğince vakıf senedinin 4, 5, 8, 9, 11, 12, 15, 16, 17, 22. maddeleri tadil edilmiş ve bunlar, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2004 tarih ve E: 2003 / 1054, K: 2004 / 52 sayılı kararı ile tasdik ve tescil edilmiştir. Böylece vakfın amacında ve faaliyetlerinde bazı değişiklikler yapılmış, kamu görevlilerinin vakıf organlarında yer almasına son verilmiştir.

18. 5072 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesine göre;

“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıflar, 31.12.2005 tarihine kadar, dernek tüzüklerini veya vakıf senetlerini bu Kanun hükümlerine uygun hale getirir.(1)

 Dernek tüzüğünü veya vakıf senedini altı ay içinde bu Kanuna uygun hale getirmeyen veya bu Kanuna aykırı işlemleri tespit edilen dernek ve vakıflar, genel hükümlere göre kapatılır. Kapatılan dernek malları Hazineye, vakıf malları ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eder. Ayrıca, dernek tüzüğünü veya vakıf senedini bu süre içinde bu Kanuna uygun hale getirmeyen yöneticiler hakkında 3 üncü maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanır.”

... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın vakıf senedinde yapmış olduğu değişiklikler, yargı denetiminden geçmiş olduğu gibi, bugüne kadar vakıf hakkında 5072 sayılı Kanuna aykırılık nedeniyle herhangi bir kapatma davası da açılmamıştır.

 

IV. SONUÇ

Tarafıma tevdi edilen dosya içeriğinin bilimsel açıdan incelenmesi neticesinde, 5072 sayılı Kanun’un lafzı ve ruhu araştırıldığında, ... Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın bu düzenlemenin kapsamında yer almadığı sonuç ve kanaatine ulaşmış bulunmaktayım.

 

... 5. SULH CEZA MAHKEMESİ’NİN KARARI

(T: 28.06.2012, E: 2011 / 1096, K: 2012 / 1679)

“ … 29/01/2004 tarih ve 25361 sayılı Resmi Gazete’de aynı gün yayınlanarak yürürlüğe giren 5072 sayılı Dernek ve Vakıfları(n) Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun ve 19/02/2004 tarih ve Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü 10/11/2004 tarih ve 5072 sayılı Kanunun uygulamasına ilişkin 2004/23 sayılı genelgesi incelendiğinde, 5072 sayılı Kanunun, kamu kurum ve kuruluşlarının ve kamu hizmetlerinin veya personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ile TMK’ nuna göre kurulan vakıflar ile bunların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkileri hakkında düzenleme yapıldığı, 5072 sayılı Kanunun geçici 1 maddesine göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıfların 31/12/2005 tarihine kadar, dernek tüzüklerini veya vakıf senetlerini bu Kanun hükümlerinin uygun hale getirilmesi gerektiği, dernek tüzüklerinin ve vakıf senetlerinin 6 ay içerisinde Kanuna uygun hale getirmeyen veyahut Kanuna aykırı işlemleri tespit edilen dernek ve vakıfların genel hükümlere göre kapatılacağı, kapatılan dernek mallarının hazineye, vakıf mallarının ise, Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal ettirileceğinin belirtildiği,

            1988 yılında, sanatçı, işadamı, akademisyen ve dernek başkanlarının bir araya gelmesiyle kurulan ve 2006 yılından itibaren sanıkların iddianamede belirtilen sürelerde, yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları … Vakfı’nın, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde baş müfettiş olarak görevli, … ’nın 25/04/2006 tarihli, denetim raporundan da anlaşılacağı üzere, 2004 yılı içerisinde vakıf senedinde değişiklik yapılarak, … Büyükşehir Belediyesi ile organik bağının kalmamış olduğunun tespit edildiği ve vakfın 2005 yılında organize ettiği Uluslararası … Festivali organizasyonuna ilişkin olarak bastırılan tanıtım broşürlerinde vakfın unvanının “… Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat ve Turizm Vakfı” olarak kullanıldığı, vakıf unvanının yapılan organizasyonlarda kullanılması durumunda vakıf senedinde yazılı olduğu şekilde kullanılması yönünde vakıf yönetimine bildirilmesi kanaatine varıldığı, bu rapora göre, … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın 5072 sayılı Kanun kapsamında bulunduğuna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı ve vakıf senedinde yapılan değişiklik ile de, vakfın 5072 sayılı Kanunun dışında bulunduğunun belirlendiği,

            Vakıflar Genel Müdürlüğünün, 02/10/2011 tarih ve 16/32 sayılı ihbar evrakı ile … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, yönetim kurulu üyeleri hakkında, Vakıflar Genel Müdürlüğü Müfettişi …’nın 30/07/2010 tarih ve 63/59 sayılı denetim raporu hakkında yapılan değerlendirmelerde;

            … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, vakıf senedinde, “gayenin tahakkuku için yapılacak faaliyetler başlıklı” 5. maddesinde a-aa fıkrasında, “Gelenekselleşmiş olan … Kültür ve Sanat Festivalini düzenleme ve yürütme çalışmalarını yapan, … Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdaresinin görüş ve önerilerine yer verir. … Folklor Festivalinin gösteri ve yazışma şeklini düzenler” şeklinde hüküm bulunduğu, … Uluslararası Kültür ve Sanat Festivalinin, Büyükşehir Belediyesince her yıl düzenli olarak ihale edilmesi, bir kamu kurumu tarafından ihale ile yapılan bir işi gerçekleştirmenin vakfın amaçları arasında olması ve fiilen vakfın bütün faaliyetlerinin bu amaç etrafında odaklanması nedeniyle, vakfın 5072 yasa kapsamında bulunduğu iddia edilmiş ise de, … Büyükşehir Belediyesince, 2006,2007,2008 ve 2009 yıllarında yapılan … Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali ihalelerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 19. maddesi olan açık ihale usulüne göre yapıldığı ve … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, ihaleye girerek, … Uluslararası Kültür ve Sanat Festivalini gerçekleştirdiği, bu nedenle … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, 5072 sayılı yasa kapsamında iddia edilemeyeceği,

            … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’na ait iktisadi işletmenin, Büyükşehir Belediyesine ait, … Kültür Parkında, Açık Hava Tiyatrosu ve İdare binasında vakıf ile aynı yerde faaliyette bulunduğu, vakfın 5072 sayılı yasa öncesinde oluşturarak faaliyetini sürdürdüğü ancak iktisadi işletme için yapılmış böyle bir sözleşmenin bulunmadığı, böylelikle vakfın 5072 sayılı yasanın 2/a maddesi hükmünü ihlal ettiği iddia olunmuş ise de, … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, idari bina olarak kullandığı binanın … Büyükşehir Belediyesine ait bir hizmet binası ya da müştemilat olmadığı, … Kültür Parkında yer alan ve birçok kişiye kiralanan binaların bulunduğu, idari binasının belediyeye ait olmasının yasaya aykırılık teşkil etmediği,

            …gaz’ın 19/04/2004 tarihinde, gerçekleşen özelleştirme ile … Grubu bünyesine katıldığı, … laş ve … aş’ın TTK nun hükümlerine göre kurulduğu bu nedenle bu şirketler tarafından, … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’na yapılan mali yardım ve diğer ödemelerin 5072 sayılı yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği,

            … Büyükşehir Belediyesi tarafından, … Kültür Parkı içerisinde bulunan Açık Hava Tiyatrosu ve müştemilatının, vakfa tahsis edildiği ve her yıl vakıf yönetimince kira bedelinin belirlenerek belediyeye ödendiği böylelikle dolaylı olarak vakfa yardımda bulunulduğu iddiası konusunda ise de, Açık Hava Tiyatrosu ve müştemilatının kira bedelinin Belediye Encümenince belirlendiği, Açık Hava Tiyatrosunun tüm bakım onarım ve tadilat işlerinin vakıf tarafından yapıldığı ve giderlerinin de vakıf tarafından karşılandığı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanım durumlarında ücretsiz ve düşük bedelle Açık Hava Tiyatrosunun kullandırıldığı, bu şekilde … Büyükşehir Belediyesinin de dolaylı olarak vakıfa yardımda bulunulduğu iddiasının doğrulanamadığı,

            Böylelikle, sanıkların 2006 yılından itibaren sanıkların iddianamede belirtilen sürelerde, yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları … Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın, 5072 sayılı yasa kapsamında bulanan vakıflardan bulunmaması nedeniyle, sanıkların üzerlerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. … ”



 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


* Bu hukukî mütalaa 03.11.2011 tarihinde kaleme alınmıştır.

(1) Vakıf tüzel kişiliği hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. M. Tufan Öğüz; Türk Hukukunda Vakıf Tüzel Kişiliğinin Hukukî Esasları, İstanbul, 2007, s: 1 vd; M. Kemal Oğuzman / Özer Seliçi / Saibe Oktay-Özdemir; Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), 9. Bası, İstanbul, 2009, s: 276 vd.

(2) M. Kemal Oğuzman / Nami Barlas; Medenî Hukuk, 17. Bası, İstanbul, 2011, s: 66 vd; Mustafa Dural / Suat Sarı; Türk Özel Hukuku, C: 1, Temel Kavramlar ve Medenî Kanunun Başlangıç Hükümleri, 6. Bası, İstanbul, 2011, s: 122 vd.

(3) Lâfzî yorumla açık bir sonuca varılamayan hâllerde de, kanunun ruhunun araştırılması ile tespit edilecek anlam esas alınacaktır. Bkz. Oğuzman / Barlas, age, s: 70.

(4) Oğuzman / Barlas, age, s: 71 vd.; Dural / Sarı, age, s: 126 - 128.

(5) Bkz. http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss334m.htm.

(6) Öğüz, age, s: 120-122.

Tasarım ve yazılım NEVRES ürünüdür.
Av. Prof. Dr. İlhan Helvacı Hukuk Bürosu
Quasar Tower, No: 2807, Büyükdere Caddesi, No: 76, 34394, Şişli, İstanbul – Türkiye
Tel: +90 212 263 35 25 Faks: +90 212 263 35 26
X